Yine
bir yerlerde açılmış kitap standlarından birinde görüp,
aslında adındaki soruya verdiği cevabı da için için merak
ettiğim için aldığım kitap...Tolstoy'un Anna Karenina'sını,
Savaş ve Barış'ını okuduktan sonra bu kitap içeriğinden,
diline kadar oldukça farklı hissettirdi. Tolstoy'un hayatını
incelediğimizde bir dönem yaşadığı ruhsal sıkıntılar
nedeniyle, kendini dine adadığı ve bir süre bu şekilde
yaşadığını görürüz. Bu eserde aslında tamamen bu temel
üzerine kurulmuş. İnsana, insanlığa dair olumlu, olumsuz manevi
hissiyatları, inanç temeli üzerine kurduğu kısa hikayelerle
anlatıyor. Farklı yayınevlerinden çıkan kitapta hikaye sayıları
değişebiliyor. Aslında içinde 6 hikaye var ve sanırım İş
Bankası Yayınları'nda tamamı mevcut. Benim okuduğum yayınevinden çıkan basım 4
hikayeyi içeriyor.
Kitaba
adını veren ilk hikaye, ceza olarak yeryüzüne gönderilen bir
meleğin affedilmek için cevaplaması gereken üç soruya cevap
arayışını içeriyor. Bunlardan biri “insan neyle yaşar?”...
“Üç
Soru” adlı hikaye aslında içlerinde en sevdiğimdi diyebilirim.
İlkinden farklı üç soruya cevap arayan bir kral ve ve bilge
arasında geçen o son diyalog gerçekten oldukça etkileyiciydi.
“Surat'ın Kahve Dükkanı” farklı dinlere mensup bir grubun
nasıl bir kibirle kendi inancını üstün gösterme çabasına
girdiğinin güzel bir ifadesi olmuş. Bu hikaye, aslında benim
doğrularımla hem uyuşurken hemde yine temeli kutsal bir temele
dayandırıldığı için değişik bir çelişki yarattı
diyebilirim. “İnsana Ne Kadar Toprak Lazım” ise adından da
anlaşılacağı üzere dünyadaki açgözlülüğün ne olursa olsun
sonunun fiziksel olarak kapladığımız alan kadar toprakla biteceği...
Genel
olarak güzel bir eser, içerdiği sorular sorgulamaları beraberinde
getiriyor ki bu bir kitapta en sevdiğim özelliklerdendir. Yine de
öyle çok derin sorgulama hali yaşatmadı. Belkide cevaplarla
birlikte okuduğum için. Yazarın bir dönem oldukça dindar bir
hayat sürmesi, ki 1887-1889 gibi kısa bir dönem, sonrasında ise
bence tamamen sorgulayan bir karaktere sahip olmasından dolayı
hristiyanlığı eleştirmeye başladığında aforoz edilmesi ile
insanı insan yapan değerlerin belli bir dine ya da inanca
maledilemeyeceğini görmüş olduğunu düşünüyorum. Kalıplardan
çıkıp daha evrensel bakmış ki bunu hikayelerinden birinde açıkça
görmek mümkün. Tolstoy erdemli ve ahlaklı insanların ancak
inançlı insanlardan çıkabileceğini belirtmiş ancak ben bu
düşünceye katılmıyorum. İnançların mutlak bir yaptırım gücü
yok. Mutlak olan vicdanına sıkı sıkıya sarılmış olmak. Ve
vicdanın üzerine inşa edilen tüm değerler.
Ancak
bu siteyi hazırlarken farkettiğim bir diğer gerçekse, bir eseri
yazan kim olursa olsun, çocukluğundan itibaren yaşadığı hayatı,
yaşadığı dönemi, ülkeyi, o dönemde içinde bulunduğu
toplumsal, siyasi ve ekonomik şartları, hepsini bilmek okunan esere
de yazara da bakış açısını gerçekten çok değiştirebiliyor.
Eleştirmekten ziyade anlamaya çalışmak gerektiğini düşünüyorum.
Bizi geliştirecek olan bu...
İnanıp
inanmamakla ilişkilendirmeden, 1 gün içinde okuyup bitirilebilecek
kadar kısa ve sade bir dille yazılmış, belki bazılarını
unuttuğumuz bir kaç değeri yeniden hatırlamamızı sağlayacak,
belki farklı bir kaç bakış açısı edinmemize yardımcı olacak,
ama bittiğinde iyi hissettirecek bir kitap.
Şimdiden
iyi okumalar...
12/10/2019
Orjinal
Adı: İnsan Neyle Yaşar
Yazar
: Lev N. Tolstoy
Sayfa
Sayısı : 92
Yayınevi
: İndigo Kitap
Yayın
Tarihi : 2019
Tür:
Dünya Edebiyatı
Altını
Çizdiklerim ;
- “Hiçbir insan akşam olduğunda, bedeni için çizmeye mi yoksa naaşı için terliğe mi ihtiyaç duyacak bilemez.”
- Tüm insanların kendilerine baktıkları için değil, sevgi sayesinde yaşadıklarını öğrendim.”
- Tek bir önemli zaman vardır, o da şu an! En önemli an şu andır çünkü üzerinde gücümüzü kullanabileceğimiz tek andır. En önemli insan birlikte olduğun insandır çünkü hiç kimse bir başkasıyla bir ilişkisi olup olamayacağını önceden bilemez. Ve en önemli iş de o kişiye iyilik yapmaktır çünkü insan yeryüzüne sadece bu yüzden gönderilmiştir!”
- “Efendiler bana öyle geliyor ki insanları inanç konusunda birbirleriyle hemfikir olmaktan alıkoyan şey aslında kibir!”
- Hangi tapınağın su kaynağı okyanuslardır? Ya da hangisinin kubbesi gök kubbe? Hangisinin lambaları güneş,ay ve yıldızlardır? Ya da hangi resim, yaşayan, sevgi dolu ve birbirine yardım eden insanoğlu ile kıyaslanabilir? Tanrı'nın insanoğlunun mutlu olması için yaydığı iyilikler ile ilgili kayıtlar nerededir ? Nerede insanoğlunun kalbi kadar anlayabileceği bir kurallar kitabı vardır ? Ve hangi adak taşı, iyi bir insanın Tanrı'ya adanan kalbi ile kıyaslanabilir?
- “Pahom'un ihtiyacı olan toprak parçası sadece bir metre seksen santimetreydi...”