Grange
ile tanışmam 2005 yılında okuduğum Siyah Kan ile oldu. O gün
bugündür bir çok kitabını okumuş olsamda benim için bu kitabın
yeri gerçekten çok başka... Bunu okuduğum her kitap için
söyleyemem, ancak bu kitap
konu,kurgu,tasvirler,okunabilirlik,farklılık ve gerçekten keskin
bir zekayı bünyesinde toplayabilmiş nadir eserlerden. Okumamın
üzerinden yıllar geçti, bir çok benzer kitap okudum ama öyle
sanıyorum ki “Siyah Kan” benim için bu türde her zaman en
iyiler arasında olacak.
Kan,
vahşet, cinayet, seri katil, dedektifler, takipler, oyunlar,
beklenmedik anlarda gelen sürprizler ve beklenmedik bir son...Kitap,
katilimiz Reverdi'nin oldukça vahşi bir ritüeli ile başlar. Bu
ritüelde kendinden geçen Reverdi yerliler tarafından yakalanır ve
akıl hastanesine gönderilir. Ancak o bunu kabul etmez ve idamını
beklemek üzere hapishaneye gönderilir. Bu arada çokta başaırlı
olduğunu söyleyemeyeceğimiz bir gazeteci olayları araştırmaya
başlar. Reverdi hiç bir gazeteci ile görüşmeyi kabul etmediği
için katille iletişim kurmanın başka bir yolunu bulur. Reverdi'yi
kandırmaya çalışmak çokta akılcı bir hareket olmayacaktır ve
muhteşem bir oyun başlar...
Konu
hakkında uzun uzun yazmak istemiyorum bence bu kadarı bile çok
fazla. Çünkü kitabı ilk sayfasından sonuna kadar aynı heyecan
ve keyfile okumak mümkün. Ne kadar az bilerek okursanız o kadar
keyif alırsınız :) Kitabın en güzel taraflarından biri de
psikolojik yönününde oldukça güçlü işlenmiş olması.
Karaktere dair detaylar, olaylara,mekanlara dair anlatım ve
tasvirler oldukça güçlü işlenmiş. Bu da kitabı okurken içine
girmeyi çok daha kolaylaştırıyor ve okumanın keyfini büyük
oranda arttırıyor. Reverdi'nin daha yakışır bir sonu hakettiğini
düşünsemde çokta üzerinde durmadım ve bu kitabı en iyi
polisiye/ gerilim kitaplarımın arasına büyük bir keyifle aldım...
Bu
kitabın filmi yapılmadı, okurlardan yapılmalı yorumları gelmiş
ve gelmeye devam ediyor olsa da ben her zaman kitapları filmlerden
daha keyifli bulmuşumdur. Muhtemelen bu kadar eski bir kitaba dönüp
film yapmazlar diye düşünüyorum ama kim bilir...
Kitabı
2005 yılında aldım ve okudum. Doğan Kitap, kitabı hala aynı
kapak ve aynı şekilde yayınlamaya devam ediyor ve etmeli. Türü
sevenler Grange kitaplarını mutlaka okumuşlardır diye düşünüyorum
ama “Siyah Kan”ı atlamışsanız eğer okumanızı tavsiye
ederim. Asla zaman kaybı olmayacaktır. 12 sene önce okumuş
olduğum halde hala hatırlıyor olmam bile iyi bir kitap olduğunu
gösterir diye düşünüyorum, ya da ben oldukça etkilenmiş
olabilirim :)
Keyifli
okumalar dilerim...
11/10/2017
Orjinal
Adı: La Ligne Noir
Yazar
: Jean-Christophe GRANGE
Sayfa
Sayısı : 458
Yayınevi
: Doğan Kitap
Yayın
Tarihi : 2005
Çeviri
: Şevket DENİZ
Tür
: Polisiye / Gerilim
YAZAR
HAKKINDA;
15
Temmuz 1961 Paris doğumlu olan Grange eğitimini tamaladıktan sonra
serbest gazeteci olarak çeşitli gazete ve ajanslar için çalıştı.
1994 yılında çıkardığı “Leyleklerin Uçusu”isimli kitabı
o dönem en çok okunanlardan oldu ve 8 bölümlük bir dizi olarak
tv'de yerini aldı. Ardından çıkardığı kitabı ise “Kızıl
Nehirler”dir, filmi yapılmış baş rolünde Jean Reno oynamıştır.
“Taş Meclisi” isimli eseride sinemaya uyarlanmış ve oldukça
ilgi çekmiştir. Ardından sırası ile Kurtlar İmparatorluğu,
Siyah Kan, Şeytan Yemini, Koloni, Ölür Ruhlar Ormanı, Sisle Gelen
Yolcu ,Kaiken ve Lontano isimli kitapları yayınlanmıştır.
Yazarın tüm kitapları dilimize çevrilmiştir. Ayrıca Grange'ın
senaryo ve çizgi roman çalışmaları da
bulunmaktadır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder