Belki
biraz yoğun bir zamanıma denk geldiği için çok kendimi vererek
okuyamadım, belki de 2.kitaptaki son öyle vurucu,öyle etkileyici
olmuştu ki bu son kitap bende aynı etkiyi yaratmadı. Asla kötü
değildi,beklenmedik ve iyi bir finaldi ama ben hala “BuzKapanı”nın etkisindeyim diyebilirim.
Bir
kısım okur çok yavaş ilerlediğinden şikayet ediyor ancak ben
öyle düşünmüyorum. Evet her biri uzun kitaplar ancak gerçekten
karakterleri,olayları ve mekanları o kadar detaylı ve iyi tasvir
etmişki...Bir yerlerde bu mekanlar gerçekten var, karakterler bu
olayları yaşıyor gibi hissediyor insan. Bu gerçekçiliği ve
derinliği sağlayabilmek ancak detaylar ile mümkün olabilirdi.
Hemen olayların içine dalmak yerine karakterileri tüm yönleri ile
tanımak ve yaşanan olayları tüm detayları ile bilmek farklı
şeyler. Belki de bu tarz distopyalar bu okurlar için uygun
değildir. Biraz sabır gerektiren bir seri kesinlikle ancak harcanan
zamana değer...
Son
kitabımızda Ruby büyümeye ve olgunlaşmaya devam ediyor, artık
daha kendinden emin,daha güçlü ve özgüveni oldukça yüksek.
Büyük kararlar alıyor ve uygulamaya geçme konusunda tereddütsüz
davranıyor. Zaman zaman Cole ile yakınlaşmaları olsa da hala Liam
için atan bir kalp...Liam böyle bir distopya için oldukça ütopik
bir karakter olarak kalsada hala sevimli...Ancak bu kitapta fazla ön
plana çıkartılmamış. Son sayfalarda yeri büyük o ayrı. Zu'nun
tekrar dönüşü zaten muhteşemdi. Serinin en sevilen karakteri
olduğunu söyleyebilirim. Dönüş konuşması ayrı güzel varlığı
ile kitap başka bir güzel oldu.Vida'nın keskin tavırlarına sanki
bu kitapta biraz daha alıştım sanırım o kadar rahatsız etmedi
ama ben bir şekilde ondan tam olarak hoşlanmayı
başaramadım...Chubs, kitap boyunca hep aynı kalan tek karakterdi
sanırım. Sadece biraz daha olgunlaşmış olsa da “bizim Chubs”
işte dedirtti :) Cole, bir kesimin (Liam severler diyelim) çok
hazzetmediği bir karater. Liam' ı seviyoruz evet ama ben Cole'un
hep başka bir havası olduğunu düşündüm. Daha kendine özgü,
daha asil...Kitapta onun için hazırlanan sonu bu yüzden sevmedim
çünkü ben Cole'u sevmiştim...Son olarak Clancy kitabın sonunda
Ruby'nin ona yaptığı iyiliği zerrece haketmese de yaşadığı
çocukluğu ve hayatı düşünürsek bir yanım ona hep sempati
duydu diyebilirim. Karakterlerden bahsetmeyi tercih ettim olaylar
konusunda vereceğim her bilgi seriyi okumayanlar için spoiler
içerecek. Ama olayların nedenleri ve sonuçları kısmı son 100
sayfaya yayılmış olsa da bu kadar detaylı bir seri için fazla
üstün körü anlatılmış diyebilirim.
Serinin
bitişine hem sevinip hem üzülürken ara kitaplar çıktığını
öğrendim. “Karanlığın İçinden” adlı kitap hem seriye
bağlı karakterlerden hem farklı karakterlerden oluşuyor ve
finalden sonra yaşananları konu ediniyor. Ben devam etmeyeceğim,
çünkü final benim için yeterliydi. Serinin çok beğenilmiş
olması yazar için sevindirici olsa da ilk projesinde bu ara
kitapların olmaması ve sonradan eklemesi biraz çıkarcı bir
hareket gibi geldi. Ben bu seriyi tadında bırakıp,yepyeni bir
çalışma ile karşımıza çıkmasını tercih ederdim. Bizi yine
kendine hayran bırakacağından şüphem yok. Serinin fanları için
bu muhteşem bir haber tabi o ayrı. Benim için “Ateş Çemberi”
yeterli bir finaldi :) Ayrıca bu serinin film olması da
kaçınılmazdı. Fox ile anlaşılan serinin en kısa zamanda
yayınlanmasını bekliyorum. Kitap her zaman çok daha özeldir
ancak bu serinin filmini mutlaka izlemek istiyorum. Umuyorum bir çok
kitap uyarlaması gibi hayal kırıklığı olmaz...
Distopya
seven ve uzun uzun okurum sıkılmam diyen herkese mutlaka tavsiye
ediyorum. Konunun akışı,tasvirler, karakterlerin iç dünyalarında
gezinip,büyümelerine şahitlik etmek,onlarla üzülmek ve onlarla
gülmek...Zoru başarmış olduğu içinde Bracken'ı tebrik ediyorum
:) ( Bunu ingilizce yazmalıyım; “Congratulations Bracken!!!” )
- 03/06/2016
Sevgilerimle...
Orjinal
Adı: In the Afterlight
Yazar
: Alexandra Bracken
Sayfa
Sayısı : 592
Yayınevi
: Parodi Yayınları
Yayın
Tarihi : 2016
Çeviri
: Handan Arlı
Tür
: Distopya
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder