Sene 2000. “Martı Jonathan Livingston” adlı kitabı ile kendisine hayran olduğum yazarın, bu kitabını gördüğümde tereddütsüz almıştım ve bir solukta okudum. Kitap kapağında “bir aşk hikayesi” şeklinde bir yazı olması beni şaşırmıştı çünkü ben Martı Jonathan ile çok başka dünyalara yolculuk yapmıştım. Daha sosyolojik ve daha felsefi. Ancak okudukça aslında bir aşk hikayesi ile harmanlanan ama yine iç dünyamıza yapacağımız çok farklı ve keyifli bir hikaye ile karşılaştım. Richard BACH hayata,ilişkilere ve yaşama dair çok farklı bakış açıları olan bir yazar. Bunu kitapları ile bizlere çok başarılı bir şekilde iletebiliyor.
Yaşadıklarından yola çıkarak yazdığı bu kitap ile bir serüvene çıkıyor yazar.Bu yolculukta ona eşi Leslie eşlik ediyor. İlişkiler,bağlanma korkusu, özgürlük kavramları etrafında dönen kitap genel anlamda da aklımıza gelmeyecek kadar derin konulara değinerek bir anlamda düşüncelerimizi farklı yönlere çevirmemizi de sağlıyor. Kitapta tekrar tekrar üzerinden geçtiğim kısım Leslie'nin Richard'a yazdığı mektup oldu. O mektuptan çıkarılabilecek öyle çok başlık var ki mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum.
Kitap konusunu ayrıca yazmak istemiyorum çünkü yazar harika bir tanıtım yazısı yazmış ve bence en uygunu onu sizlerle paylaşmak;
“Bu öykü ölmekte olan bir şövalye ile onun hayatını kurtaran bir prenses hakkında. Güzellerle canavarlar ve büyük kaleler, varmış gibi görünen ölümcül güçlerle var olan yaşamsal güçler hakkında. Sanırım her çağda çok önem yaşıyan serüvenin öyküsü bu.
Burada yazılı olanlar, kelimelere dökülenlerle çok yakın bir şekilde yaşandı gerçekten de. Tarihi sıralamayı biraz değiştirdim,bazı karakterler bir kaç kişinin karışımı, isimlerin çoğu da uydurma. Gerisini yaratmaya kalksaydım bile beceremezdim: gerçekler uydurulamayacak kadar akla hayale sığmazdı.
Okuyucular yazarların maskelerinin arkasını gördükleri için, beni bu kelimeleri kağıda dökmeye itenin ne olduğunu göreceksiniz siz de. Ancak bazen ışık uygun olduğunda, yazarlar da okuyucuların maskesinin arkasını görebilirlerç Onun için, belki de sizi ve aşkınızı bu sayfaların bir yerlerinde benimle ve aşkımla birlikte yürürken bulacağım.” Richard BACH
Kitap başlarda biraz sıkıcı gibi başlasa da sonra su gibi akıp gidiyor. Bir anda kendinizi sorgularken bulacağınız, altı çizilesi,tekrar tekrar okunası ifadelerle sayfa sayısından çok daha fazlası...İlişkiler üzerine yazılmış bir nevi başucu kitabı olduğuna inandığım bu kitabı okumanın getirisi tahmininizden fazla olacaktır diye düşünüyorum. Bu serüvene okuyucu olarak katılmış olmak büyük keyifti ve aynı keyfi alacağınızı umarak mutlaka tavsiye ediyorum.
Sevgilerimle... 20/04/2016
Kitaptan
Alıntılar;
- "En gelişmiş insanlar, en yalnız olan onlar!"
- "Bir şeyi yaşamına katmak istiyorsan, zaten orada olduğunu düşün."
- "Ne kadar tatsız olurlarsa olsunlar, başımıza gelenler, ne öğrenmemiz gerektiğini öğrenmemiz açısından gereklidirler."
- "Herkesin içinde bir yerde üzerinde 'benimle en fazla buraya kadar ileri gidebilirsin' yazan demir bir plakayla sıra sıra çiviler vardır."
- "Duyarsız insanlarla duyarlı bir bağlantı kurmanın yolu yok."
- "Yalnızlığın zıttı birliktelik değildir. Karşılıklı yakınlık ve anlayıştır."
- "Hükümetlerin ileri görüşlülüğü hemen hemen sıfırdır ve ahmaklık, şiddet ve yıkıcılık kapasiteleri de hemen hemen sonsuzdur."
- "Diğer benlerle tanışmak, düşlerden dünyalar yaratmak ve değişerek oralarda yaşamak."
- "Eğer tüm dünya, bütün uzay-zaman bir düş ise, buradan ayrılmak istemiyoruz diye haykıracağımıza, niye başka bir yerde sakin ve mutlu olarak uyanmıyoruz?"
- "Bir başkasının yanıtlarını dinlediğimizde o kişiyi gerçekten dinlemiyoruzdur. Onlarla konuşurken kendimizi dinliyoruz; şurası doğru, şurası saçma, burası yine doğru diyen kendimizdir."
- "Hepimizin kendi gizi, kendi serüveni var."
Orjinal
Adı: The Bridge Across Forever
Yazar
: Richard BACH - 1936-ABD
Sayfa
Sayısı : 340
Yayınevi
: Epsilon Yayıncılık
Yayın
Tarihi : 1999
Çeviri
: Tanju Anapa
Tür
: Roman
YAZAR
HAKKINDA;
Richard
Bach 23 Haziran 1936 yılında ABD'de doğdu. 1955'te Long Beach
State College’e başladı. Kurgu ve hayal konusunda birçok eser
yazdı. Kitaplarının çoğunu kendi hayatından esinlenerek yazdı.
Hava Kuvvetleri’nde pilot olarak çalıştı. Ardından birçok işe
girdi. Kitaplarının çoğunda bir şekilde uçmaktan bahsetti.
1970
yılında; bir martının hikâyesini anlatan kitabı “Martı”yı
yazdı. Kitap 10.000 sözcükten daha az olmasına rağmen kurgu ve
kurgu dışı kitaplar arasında en çok satan oldu. Rüzgarla
Uçmak’a kadar en çok satanlarda yer aldı. Bach 1977'de, Martı
filmini çektiği sırada, aktris Leslie Parrish
ile
evlendi. Bach’ın “Sonsuza
Uzanan Köprü” ve
“Bir”
eserlerini
etkileyen kişi oldu. 1999'da boşandılar.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder