EVE DÖNÜŞ / MENDE NAZER

Köleliğe karşı verilen mücadelenin,bir insanlık dramının,özgür topraklara dönüşün romanı.” Arka Kapak

       Bu kitabı, 2013 yılında alıp okumuştum ancak bir ilk kitap olduğunu bilmiyordum. Birbirlerinin devamı olmasa da konuya daha hakim olabilmek adına aslında önce ilk kitap olan “Köle”'yi okumuş olmak isterdim. Önce bu kitabı okuduğum için Mende Nazer'in yaşadıklarına biraz uzak kaldım. 
       Sudan'da Nuba kabilesinin bir üyesi olarak doğan Mende Nazer, on iki yaşında iken Arap milisler tarafından kaçırılır ve köle olarak satılır. Afrika ve Londra'da bir evde sekiz sene köle olarak yaşar. Bu süreçte aşağılanır,dışlanır ve büyük acılar çeker. Bir süre sonra yaşadığı evden kaçarak, verdiği uzun ve büyük mücadelelerle özgürlüğünü kazanır. İngiliz vatandaşı olarak İngiltere'de yaşamaya başlar. Üstelik mücadelesine eğitimde devam eder, okur ve hemşire olur. Bunları ilk kitapta daha detaylı okuma şansımız var. Bu kitapta ise bu mücadelelerin ardından,Sudan'a, ailesini görmeye gidebilmek için verdiği uğraşı okuyoruz. Bu süreçte politik ve yasal bir çok engelle karşılaşması, bunlara bakış açıları, ülkesine gidişi ve orada yaşadıkları anlatılmakta. Ailesi ile bir araya geldikten sonra zaman zaman geçmişe giderek verdiği bilgilerle, ilk kitabı okumadan da biraz daha konuya hakim olabiliyoruz.Kendi ülkesinde de bir yabancıdır ve kendi insanları da birbirlerine olması gerektiği gibi yaklaşmamaktadır. Aynı milletten,aynı dinden insanların birbirlerine yapabildiği kötülükleri, kendi yaşadıkları ve gözlemledikeri doğrultusunda gözler önüne seriyor.
       Aslında, satır araları insanlığa dair bir çok mesaj içeriyor. Hangi dinden,milletten,ırktan olduğumuzun bir önemi yok. Her zaman savunduğum şey, önce “insan” olmak gerek. Köleliğin bir insana verdiği ruhsal zararları anlatarak, her şeye rağmen verilen mücadele ile neler yapılabileceğinin de bir göstergesi bu kitap.
        Gerçek hayatlar,gerçekten yaşanan olaylar her zaman fazlasıyla etkileyici. İnsanoğlu nasıl bir ego ile hareket etmektedir ki başka bir insanı topraklarından koparıp, doğuştan hakkı olan özgürlüğünü elinden alıp onu köle yapabilme hakkını kendinde bulmaktadır? Mende Nazer, benim gözümde mücadelesi ile örnek bir kadındır! Özgürlüğü için savaş vermiş bir kahramandır.
       Kitap, Mende Nazer'in evine, ailesine dönüşünü ve bu süreçte yaşadıklarını oldukça samimi bir dille anlatıyor. İlk kitabı okumamış olmanın verdiği mesafeye rağmen yine de okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Keyifli okumalar dilerim.
Sevgilerimle...

Kitap kapağından;
‘’Bir kadını ağlatırken çok dikkat edin.
Çünkü tanrı gözyaşlarını sayar.
Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı.
Ayaklarından yaratılmadı, öyle olsaydı ezilirdi.
Üstün olsun diye başından da yaratılmadı,
Ama göğsünden yaratıldı eşit olsun diye,
Kolun biraz altından, korunsun diye,
Kalp hizasından, sevilsin diye.”
Eski Talmud



Orjinal Adı: Troughout the World
Yazar : Mende NAZER / 1980 - Sudan
Sayfa Sayısı : 307
Yayınevi : Yurt Kitap
Yayın Tarihi : 05/2009
Çeviri : Filiz Kart
Tür : Roman

                                                                                                                                                                                

YAZAR HAKKINDA;
1982 yılında Sudan'da, araplar tarafından hoş karşılanmayan Nuba kabilesinin bir ferdi olarak dünyaya gelen Mende Nazer, 13 yaşına geldiğinde arap milisler tarafından kaçırılır, tecavüze uğrar ve köle olarak satılır. Kendisini satın alan arap kadının yanında yıllarca kölelik yaptıktan sonra başka bir yere satılır ve İngiltere'ye gelir. Burada, Sudan'lı bir adamın yardımı ile kaçmayı başarır ve sığınma talep eder. Uzun ve zorlu bir mücadeleden sonra İngiltere vatandaşlığına alınır. 2005 yılında otobiyografisi yayınlanan Hazer'in “I'm Slave”isimli kitabı bir ingiliz kanalı tarafından dramatize edildi. Kölelik karşıtı mücadelesine hala devam eden Mende Hazer, İngiltere'de yaşamaktadır.






Hiç yorum yok :

Yorum Gönder