BABAM ÖLDÜĞÜNDE AĞLAMADIM / IRIS GALEY

    İçinde bana yer var mıydı baba?” Kapak yazısı
          Kitabı 2012 yılında okumuştum...Beni çok etkilemişti ve kolay unutulacak gibi değildi. Şimdi, blog için yeniden üzerinden geçerken bir baktım ki tekrar okuyorum. Aynı öfke,aynı acıyla...
          Kitap, yazar tarafından kaleme alınmış ve maalesef ki olmasını hiç istemeyeceğimiz kadar gerçek bir hayat hikayesi. Iris 9 yaşındayken İsviçre'den İngiltere'ye göç ederler. Bundan sonra Iris için 4 yıl sürecek bir taciz ve istismar dönemi başlayacaktır. Kitapta bu süreç babanın ölümünden sonra, Iris'in içini dökmesi ve yaşadığı psikolojik sorunların nedenleri şeklinde anlatılmıştır.Babası tarafından hem fiziksel hem duygusal olarak sürekli istismar edilen Iris, 14 yaşındayken bir anda evdeki misafirlere içini döküverir. Misafirler polise haber verir ve bu olaylardan 2 gün sonra babası kendini öldürür. Iris, bir süre yakınlarının yanında kalır ve bir süre sonra da enstitüye gönderilir. 40 yıl sonra bir tv programından etkilenerek bu kitabı yazıp, yaşadıklarını paylaşana kadar da bir daha asla bu konuda konuşmaz...
          Kitap boyunca acıma,öfke ve tiksinme duyguları arasında gidip geldim. Konu sadece bir dönemi değil, Iris'in kitabı yazmaya karar verişine kadar tüm hayatını içeriyor. Yazarın, kitapta yer yer günlüğünden alıntılara yer vermesi, 9 yaşından öncesine dair içerdiği bilgilerle o döneme de ışık tutmaktadır.Yaşadığı bunalımlar,iç savaşları, soruları, sorgulamaları ile içten ve cesurca yazılmış bir hayat hikayesi...
          Anlatım gayet anlaşılır. Çeviri iyi olmuş ama yazım hatalarını sayamadım diyebilirim, kitap bu konuda benden maalesef büyük bir eksi aldı... Akıcılık konusunda ise çok iyi yazılmış diyebilirim,başladıktan sonra alıp götürdü ve bitirene kadar bırakamadım...
          Arka kapak yazısında belirtildiği gibi, ensest üzerine konuşmak gerçekten hala tabu gibidir. Ancak verilere baktığımızda, dünyanın farklı ülkelerinde böylesine hatta bundan da kötü şeyleri, çok daha uzun yıllar yaşamak zorunda kalan binlerce çocuk var...Bu insanların çok küçük bir kısmı yaşadıklarını paylaşabiliyor...Küçücük yaşta oluşturulan korku,baskı,sindirilme ve yitirilmiş bir özgüven var. İnandıkları ve içinde yaşadıkları dünya, tacizcilerinin onlara izin verdiği ya da onlar adına kurguladığı kadar...Bir süre sonra akıl sağlığını koruyabilmek bile imkansız...
          Bunlardan kurtulma şansı olup bunu kitap yapabilenlerin istediği ise; anlaşılmak ve rahatlamak diye düşünüyorum. Ve kitaplarını okuyarak onlara bunu verebileceğimize inanıyorum...Bu nedenle bu ve benzeri kitapları okumaya devam edeceğim...Yaşadıkları,hissettikleri,aldıkları derin yaralar ve yaşayamadıkları çocuklukları... Onlar yaşamış ve paylaşacak kadar cesur davranmışsa, bizlerde okuyarak yanlarında durabilecek kadar cesur olabiliriz...
          Kitabın birde devamı var,“Ruh Tecavüzcüsü”...Henüz 2. kitabı okumadım ama alınacaklar listeme ekledim...Böyle bir kitabı tavsiye etmekten ziyade, okuyabileceğinize inanıyorsanız okumalısınız diyebilirim...Ve okuduktan sonra Iris'e irisgaley@hotmail.com buradan mail atabilirsiniz...Ben kitabı ilk okuduğumda bunu yaptım...Cesareti ve yaşadığı onca şeye rağmen hala hayata tutunabilecek kadar güçlü oluşuna duyduğum hayranlığı belirterek destek olabildiğimi düşünüyorum...Küçücük gülümsemelerimiz bile insanların hayatında fark yaratabilir...
    Keyifli okumalar diliyorum...24/11/2015



    Altını Çizdiklerim;

    • Böyle bir kitap yazmak kötü bir zevkin işaretidir,” dediğini duyar gibi oluyorum...Anne. Başka bir seçeneğim yoktu. Bu kitap kendiliğinden yazıldı. Bizim ne olduğumuz tecrübelerimiz sayesinde belli olur. Bu, kırıp dökmeden,kendi kimliğimi bulabilmem,her şeyin üstesinden gelebilmem adına tek çıkar yol idi. Uyandırdığı akislerle kendimi kabul edilmiş hissediyorum...

    • Kırmızı elmanın kokusuna hiç dayanamazdım. Çünkü babam kendini yukarıda,çatı katında, elmaların kışın depolandığı yerde vurmuştu. Ben daha on dört yaşındaydım ve buna neden olmuştum.”

    • Neden sadece başkalarının benden beklediği gibi seçimler yaptığımda,uyguladığımda,düşündüğümde ve öyle davrandığımda,sevimli bir kız oluyordum? Sanki benim hiç hatırım yoktu ve önemsizdim. Sanki ben yoktum ve de kendime ait fikirlerim olamazdı.”

    • Ne zaman mutlu olsam,duygularımı paramparça eden korkunç bir şey oluyordu. Ben bunu “hayal kırıklığı dönemi”diye adlandırıyordum. Ebediyyen sürecek gibi görünüyordu. Sanki hiç sevinemeyecekmişim gibi. “Mutlu zamanlarımın hatıralarını da mahvetti.” diyordum...



    Orjinal Adı: Ich weinte nicht als vater starb
    Yazar : Irıs GALEY / 1926 - İsviçre
    Sayfa Sayısı : 240
    Yayınevi : Koridor Yayıncılık
    Yayın Tarihi : 2008
    Çeviri : Müfit Doğaner
    Tür : Roman

                                                                                                                           

    YAZAR HAKKINDA;
    Iris Galey 1936 yılında İsviçre'de doğmuştur.9 yaşına geldiğinde ailesi ile birlikte İngiltere'ye göç etmişlerdir. Galey, bu tarihten sonra 4 yıl boyunca babası tarafından fiziksel ve psikolojik olarak istismar edilmiştir. Yıllar sonra bir TV programından etkilenerek, tüm hayatını kaleme aldığı “Babam Öldüğünde Ağlamadım” ve “Ruh Tecavüzcüleri” kitaplarını yazar. Aynı zamanda Ensest Survivors hareketinin katılımcılarındandır.


2 yorum :

  1. Yazıyı okuyunca kitabı hemen alıp okumak istedim. Yazdığınız yazı bile içime dokundu. Hazır kitapyurdundan alışveriş yapıyorken sepetime ekleyeyim dedim. Satışı yokmuş çok üzüldüm. Umarım bir gün alabilirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esma hanım merhabalar, nadirkitap.com'dan tükenen kitapları çok uygun fiyatlara temin etmeniz mümkün, dilerseniz bir inceleyin. Gerçekten okunası bir kitap umarım okuma şansınız olur.

      Sil